28 Mayıs 2010 Cuma

Mittelmeertisch / Akdeniz Sofrası

Karnavalın "ver coşkuyu ver coşkuyu" moduyla baharı anımsatan hava, pazartesi günü berbat haline kesin dönüş yaptı. O günün Pfingsten'den dolayı tatil olmasından faydalanıp yurtta, bahçede Akdeniz soframızı hazırlamak istemiştik halbuki yalnız buz gibi hava ve gündüz deli gibi yağan yağmurdan ötürü sırılsıklam olan banklarla dışarıda pek eğlenceli anlar yaşayamayacağımızı düşünüp soframızı içeri kurmak zorunda kaldık...
Hevesimiz kırıldı tabii ama pek bir gazdık efem, üç Türk iki Yunan bir sofra donatmışız ki en son Ramazan'da filan görmüşümdür böyle sofrayı sanırsam. Her şey bitip yemekleri masaya dizince bir durup birbirimize döndük "Biraz abartmış mıyız ne?" dedik ama çok da abartmamışız aslında, arta kalanlar öyle çok atla deve olmadı sofranın ilk halini düşündüğümzüde.. Ve evet itiraf ediyorum "Mhaha 1 haftalık yemek kalacak bize buradan!" deyip sevindirik olmuştuk:P
Daha fazla uzatmıyorum soframızı anlatmayı, sözü resimlere bırakacağım, sözlerle ortamı bozulmasın diye. Resimlere bile baktıkça içim bir tuhaf oluyor zira, kalabalık ve mutlu bir sorfa, havanın kötülüğüne inat gülen eğlenen yüzler, sıcak bir ortam ve... Akdeniz işte, bildiğimiz Akdeniz... Ve tabii ki Ege... Rakıya Yamas, Uzoya Şerefe...



Not: Hakkında mütevazı davranamayacağım, yurt kıtlığında herkesin ağzını açık bırakan sofraya bakıp "uu nicht schlecht" diyen Alman arkadaşı da kınım kınım kınıyorum burada. Anladık kötü bir şey demedin de en son ne zaman böyle masa gördün ki sen peeeh, kızdırma beni.. Havamızı bozmayınız lütfen evet ne diyorduk; "Akdeniz meltemi altındaaa..." ya da "Akdeniz merhaba".

ek: Bu sefer bloga yazacağım, sabahın körüne kadar da olsa aklımdakileri yazacağım azmiyle gecenin üçünde karaladıklarımın arasında hatalar bol bol çıkıyor. Kelimelerin birbirine girmiş olması vs. gibi şeyler önemsiz ama 2 Türk 2 Yunan diyerek Ege'yi unutmuş olmam vahim bir hata cidden. Masayı, sucuklu, hellimli, ve zeytinin güzelliğini anlamak istemeyenlere inat zeytin ezmeli kanepeleriyle donatan, sonrasında da diğer Akdenizlileri lokum, pişmaniye ve cevizli sucukla tanıştıran Ege böyle ayrı bir paragrafı hak ediyordu aslında. Özellikle de cevizli sucuğu yemeye korkan insanlar görüntüsü gözümün önünden uzun süre gitmeyecekken...

2 yorum:

  1. Hemmen düzeltiyorum... Ama rica ederim post saatinden ötürü beni mazur gör... ühüü

    YanıtlaSil