18 Mayıs 2010 Salı

bisiklet!!!

Daha Almanya'ya gelmeden aylar önce "Berlin'e bir gideyim, yerleşeyim ilk iş kendime bisiklet alacağım!" diye büyük büyük laflar ediyordum. Nerden bileyim o "bir gidip yerleşmenin" bir buçuk ay süreceğini... Saflık işte naparsınız.

Neyse ama sonunda muradıma erdim, geçtiğimiz pazar Mauerpark'taki bit pazarından kendime ikinci el bir bisiklet aldım. Sıkı pazarlıklar sonucu aldığım bisikleti dönmeden önce geri satabileceğim konusunda da anlaştık adamla, ki bu duruma annem "sen almadın onu o zaman kiraladın" yorumunu getirmeyi tercih etti. Yine de ağustos ortası gibi Berlin'deki köyümde duran bisikletime talip varsa, geliştirdiğim pazarlık yeteneklerimle bir orta yol da bulabiliriz, ben de bisikleti tekrar ta Mauerpark'a taşımak zorunda kalmam -bisiklet beni taşımalı zira ben onu değil. Yani satıyoruuum saattııım muhabbetine girebiliriz ilgilenen çekirgelerle:)

Neyse efenim, bisiklet dedik bağrımıza bastık, pazartesi günü soluğu bisikletlerle Potsdam'da aldık. Burada kısa bir bilgi girmeli belki de, bisikletle başka şehre gitmiş olmam "havalı" gözükebilir, "uuu" denebilir bu duruma ama bilir misiniz ki Potsdam bana Berlin'in şehir merkezinden daha yakın. Sabancı Üniversitesi'ndekilerle empati geliştirdim burada, aynı kaderi paylaşıyoruz bir yerde. Neyse ne diyorduk, bisiklet dedim bağrıma bastım ilk günden canıma okudu! 3 yıldır adam gibi spor yapmayan, 1-2 kez adada atılan yarım saatlik turları saymazsak bisiklete doğru dürüst en son yine Almanya'da 6 yıl önce binmiş olan lapacı Ebru bir günde nakavt oldu. İki gündür resmen popomun üstüne doğru dürüst oturamıyorum, varlığını çoktan unuttuğum kasların hepsi aynı anda ağrımakta, ellerimi kollarımı bacaklarımı kaldırasım gelmiyor. Ama bana verdiği tüm bu ağrılara rağmen -ki az önce söylediğim lapacı modumla çoktan hak etmiştim bunu oh olsun bana- pek bir seviyorum bisikletimi, bisikletimle dolaşmayı. Okul yolunun metroya kadarki kısmında beni 1 buçuk aydır delirten otobüse (118!!) el sallamak müthiş zevkli oluyor. Yağmur yağmasın bisikletimle mutluluğumuz devam etsin diyordum ama az önce tekrar şakırdadı yağmur sağolsun, yarına kadar dinmezse bu sefer 118 bana nanik yapacak sanırım. Yine de inatla umuyoruz ki havalar güzelleşecek ve ben İstanbul'da neredeyse hiç binemeden eskiyen bisikletimin acısını sende çıkaracağım bisikletceğizim...

İşte bu da henüz adı konmayan gıcır olmayan ama gururlu Mercedes'im:P

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder