8 Şubat 2010 Pazartesi

hava soğuk, Boğaz güzel


Üniversiteye gelene kadarki okullarımla pek sıcak ilişkiler kuramadığımdan mıdır, yoksa kerameti sadece Boğaziçi'nin kendisinden midir, ikisinin de mi payı vardır bilmem ama tatilde bile gidip zaman geçirmek isteyecek kadar seviyorum kampüsü... Erasmus'un banka işlemleri için Bebek'e gitmem gerekince, direk oraya gitmek aklımın ucundan geçmedi ve tabii ki okul aktarmalı Bebek yaptım bugün, Dilara'yı da sürükleyerek. "Özledim, özledim uzun uzun denizi izlemeyi özledim" diye tepinirken, hasret giderdim sonunda Boğaz'la... Manzara'da oturduk, Boğaziçi'nin canı sıkılınca pattadanak insanın kucağında bitiveren ve yine canı sıkılınca aynı hızla küsüp uzaklaşan, kafasına göre takılan ve dünyanın kendi etraflarında döndüğünü sanan kedileriyle hasret giderdik. Aşiyan'dan aşağı inip, Bebek'te banklara kurulup karabatakların neden inatla kanatları açık şekilde dubalara tünediklerini çözmeye çalıştık. Abuk sabuk ve de deli dolu bir sürü de resim çektik ve haliyle donduk. Ama değdi mi? Hem de fazlasıyla:)

Öte yandan bugün de Cem Karaca'nın ölüm yıldönümü... Bu Ocak sonu-Şubat başı nasıl lanet bir dönemse artık birbirinden değerli insanları almış götürmüş. Hasan Hüseyin zamanında Orhan Kemal ve Nazım Hikmet'e atfen Haziran'da Ölmek Zor dediyse de, 90lar ve 2000leri görebilseydi bu zaman diliminin bizden aldıklarına neler yazardı kim bilir...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder