20 Mart 2010 Cumartesi

oster

Yine yeni yeniden bir oster günü vardı okulda bugün. Efem artıkın öylesine kanıksamışım ki bu paskalya-schnitzel-pasta-çikolata durumlarını ne yanımda fotoğraf makinesi götürmek gelmiş içimden (Bülent haklı mı acaba yaşlanıyor muyuz?!) ne de paskalya şerefine bir çikolata almak... Schnitzelimi ve sacherimi yedim oturdum ne yalan söyleyeyim. Hem şaka maka -vizem hala olmasa da- çikolata/haribo vatanına gidiyorum bir yerde, işim gücüm kalmadı osterbasar'da tavşan peşinde mi koşacağım??

Yalnız bu oster de olmasa eski arkadaşlarla hiç buluşacağımız yok bir kez daha anladım. Yemekler tatlılar bahane; benim için son üç yıldır osterin önemi eski dostlarımla yeni dostlarımı, eski arkadaşlarla yeni arkadaşları (arkadaş-dost ayrımına başka bir müsait yuvarlak masa muhabbetinde girmeyi tercih ederim) bir araya toplaması. Okul çıkışı Serena'nın atölyesine gidip şarap eşliğinde geyiğin ardından içimizdeki resim aşkını ortaya çıkarmamız ve çocukluğumuza dönüp ellerimizi boya şişelerine daldırarak ortaya çıkardığımız sanat eserleri (!) ise bugünün en hoş anısı olarak aklımda yer etti. Bu sanat aşkımızın dışavurumu olan resimlerden ilkinin renkli ve umutlu, ikincisinin ise depresyonun sözlük anlamını gösterir şekilde olmasının yorumunu ise size bırakıyorum.

Bugün yanımda olan herkesedir sözüm, yanınızda olmak sizinle sohbet etmek güzeldi, seviyorum sizi:)

edit: aniden resim aşkıyla dolan biz:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder