İdeal tatili sonunda buldum sanırım. 2 gündür buraları kutuplardan bir köşeye benzeten kar sağolsun evdeyim. 4. levent diyoruz, İstanbul'un göbeği diyoruz 2 saat kar yağınca bile hayat sekteye uğruyor şu anda ise resmen kurtlar inecek kıvamda. Haliyle bünyede tembellik zirve yapmış durumda. Gün boyu elimde içine sıcak içecek niyetine ne bulursam koyduğum kupamla netten dizi ve video izlemekten başka bir şey yapmıyorum.
Lakin bu anne-baba dünyası bir garip efem. Kar-buz demiyorlar, soğuk demiyorlar, haftasonu demiyorlar geziyorlar kendileri. Ben içim geçmiş halde onları izlerken, "Araba soğuktan çalışmazsa taksiyle gideriz." bile diyebiliyorlar valla. Serde gençlik var ne de olsa... Yarın ise annem evde anneler toplaşması gibisinden bir şeyler düzenlediğinden kendimi kapının önüne konmuş -daha doğrusu arkama bakmadan evden uzaklaşma isteği ile dolmuş- buldum. Sinema mı olur ne olur artık yarın bakacağız.
Bu kutup manzarasını ve bir tozutan bir sakinleyen ama hiç durmayan karı pencereden bakıp izlemek güzel olsa da insan dışarıdakileri düşünmeden edemiyor. Belediyelerin evsizleri sokaktan topladığı haberlerine ve kar dursa bile -en azından- şu dondurucu soğuklar sona ermeden yeniden sokaklara dönmek zorunda bırakılmayacaklarına inanmak istiyorum. Öte yandan haberleri izleyip artık klasikleşen "Bu yolu temizlemek belediyenin işi","Hayır, hayır bu yolu temizlemek asıl karayollarının işi","Biz karayollarına dedik temizleyelim diye ama dinlemediler" kavgası sonucunda koskoca Boğaziçi Köprüsü'nün buz tuttuğunu görmek/duymak da saç baş yoldurdu yine yeni yeniden...
Son olarak iki not. Birincisi, düşen ilk kar taneleriyle babanın -bu anı ellerini ovuşturarak beklediğinden- hiç zaman kaybetmeden yaptığı tahin-pekmez bir kez daha tarafımdan ideal kar yiyeceği seçilmiştir. İkincisi ise bu zırva tespitimden çok daha önemli ve aslında daha çok bir rica... Bu soğuk günlerde, karlar eriyene kadar sokaktaki insanlar için endişelendiğimiz gibi hayvanların yaşadıkları zorlukları da göz önünde bulunduralım, onların da hayatını kolaylaştırmaya çalışalım lütfen. Unutmayalım ki kuşlar için, camın içine konacak bayatlamış bir ekmek parçası ya da bir avuç bulgur altın değerinde...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder