"Evvel zaman içinde dostlar,
Ağaçlara ev kurardık
Tatlı bir düş içinde
Bir yere bir göğe bakardık.
Gönlümüz kuş gibiydi dostlar,
Dünyaya kanat açardık
Tutsak değildik zamana
Başına buyruk yaşardık..."
Hayır aslında çocukken ağaçlara ev kurmadım ben... Ama gerisi az çok doğru. Dün Yaprak'ın doğumgünü sebebiyle Tiergarten'a gidip piknik yaptık. Sıcaklar münasebetiyle akşam pikniği oldu biraz ama Berlin'in koordinatları sağolsun hava 10 buçuğa kadar aydınlık buralarda nasıl olsa. Ve evet dün sıcaktan sararmış çimlerin arasında örtümüzün üstüne uzandım karıncalarla birlikte... Fonda güzel müzikler çaldı... Ben bir yere bir göğe baktım... Yıllar sonra yeniden çocuk gibi bulutların şekline anlamlar yüklemeye çalıştım... Parmaklarımla uçan kuşları takip ettim... Etrafımızda adeta bir daire çizip de üstümüze yağmayan ama şimşekleriyle ve gökgürültüsüyle ortama ayrı bir anlam katan yağmur dolu bulutlarla huzur buldum dün...
Dün yağmur üstümüze yağmadı. Ama "günebakan düşlerimiz yağmur sesiyle çoğaldı" biraz daha. Yaprak bir yıl daha yaşlandı, benim cümlelerim hala yarım, hala "denizini arayan akarsular" olmaya devam ediyoruz. Günebakan, göğe bakan, düne uyan her şarkıya teşekkürler.
Dönüş yaklaşıyor adım adım. Nostaljik ve melankolik takılmalar da artıyor haliyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder