3 Ağustos 2010 Salı

yerim dar...

Geçen haftanın boğuculuğunda en çok içimden geçirdiğim şeydi bu herhalde: Off yerim dar! Fonda Grup Gündoğarken çalıyordu avutur gibi, Yaz Bulutları diyordu; "şimdi bu dar yerlere sığılmaz gibi, düz maviler olmalı uçsuz bucaksız..."

Cumartesi yerim genişledi birden tekrar nefes almaya başladım, artık dışarılara vuracağım kendimi diyordum ki dün geceden beri durup durup bardaktan boşanırcasına yağan yağmur başladı bu kez. Fakat artık yağmur gene mutlu etmeye başladı beni, etrafı temizledi içim açıldı..

Pekii "yerim dar"a nasıl geldik yine? Okula gitmiştim bugün yine ve politika binasının en üst katını bugün keşfettim. Aslında keşfedemedim, önce oranın depo filan olduğunu düşündüm ama değilmiş meğer. Daha önce, kolayca tahmin edilebileceği gibi bir kez daha schein peşinde koştururken, resmen süpürge odasından bozma bir oda görmüştüm FU'da ama bu depomtrak yer iyice üstüne tuz biber ekti. Bir de Boğaziçi'nde binaların garip garip yerlerine yapılan odaları komik bulurduk ya, o kadar da komik değillermiş meğer. Meğer herkesin yeri darmış aslında...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder