Şaşkın mıyız gençlik? 80lerin ikinci yarısı ve ötesi hey! Tarihe tanıklık mı ediyoruz nedir?
Şimdi efem biz olayların hard core değil soft, neo, post vs. yaşandığı kuşaktanız malum. Ne kadar iyi ne kadar kötü, ne kadar gerçek ne kadar sanal o konulara bu sefer girmiyorum. Zira gerçeğinden bir devrim yapılmaya çalışılıyor birkaç paralel güneyimizde, felsefe yapmayalım şimdilik.. Sonra yaparız.
En son dünyayı sarsan; tüm dengeleri alt üst, insanları şaşkın, imkansızı mümkün eden olaylar olan Berlin Duvarı'nın ve akabinde Sovyetlerin yıkılışı bizlerin agucuk gugucuk dönemlerine rastlamıştı. O zamandan beri pop tadında yetiştik, en vahim olaylarda bile gözlerimiz bağlandı pembe kuşaklarla, her şeyi hafif ve magazinel gördük. Eylem için meydanlara dökülemedik, ışık yakıp söndürdük de bir arpa boyu yol alamadık. Darbeleri post-modern, muhtıraları e- yaşadık. Kendimiz için yaşamak öğretildi bize... Hepimiz benciliz.
İnsanların ayaklanıp meydanları doldurması, onyıllar gücünde bir otoriteye kafa tutması, direnmesi yılmaması, birbiri için birbirine tutunması bize ütopya gibi öğretildi. Bugün bir yerlerde bu ütopyalar gerçek oluyor belki de. Günlerdir meydanlarda yatıyor insanlar da özgürlüğümüz verilmeden, pek mübarekler gitmeden evimize dönmeyiz diyorlar. Üstelik bu olaylar daha bir ay öncesine kadar hakkında demokrasiye geçişi sağlanabilir mi, demokrasi için eksik bir şey mi var, varsa ne, neden olmuyor, insanlar niye sesini çıkarmıyor, peki nasıl demokrasi gelir, gelir mi, kendiliğinden mi gelir başkaları mı sipariş eder, daha kaç yıl böyle gider gibisinden artı sonsuza uzanan sorular sorular sorduğumuz coğrafyada yaşanıyor. "Demokrasiye geçmesi mümkün mü?" dediğimiz ülkeler biz post-modern pop çocuklara hayatında ilk kez devrim gösteriyor!
Evet bu aralar bir şekilde her şeyde Berlin görüyorum belki ama bu sefer dış kapının mandalı değil serbest çağrışımlarım. Bu son olaylara bakıyorum da Berlin'de 1 Danimarkalı ve 2 Polonyalı'yla tarihi bir ana tanıklık etmek konuşmalarımız geliyor aklıma daha önce de yazdığım... Yine hafızasında post, e- vs. de olsa birtakım tarihi olaylar bulunan bendeniz ve Polonyalılara karşın Danimarkalı kızın "Ben sanırım hiç tarihi önemi olan bir olay yaşamadım" deyişi geliyor. Yaşıyoruz. Televizyondan tanık olduklarımız ileride tarihin bir parçası olacak. Tahrir Meydanı'ndaki halk, Berlin'de her köşede karşımıza çıkan, Berlin Duvarı'nın yıkılışından insan manzaraları fotoğraflarını hatırlatıyor bana. Bir gün onlar da kartpostal üzerinde olacaklar belki, kim bilir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder