13 Eylül 2010 Pazartesi

sıkıntı

Malumunuz referandum sonuçları geldi, hayırlı olmadı. Ha şaşırdık mı, ben çok şaşırdım. Sonuca değil tabii ki, her kanalda karşımıza çıkan sonuçlara göz atmaya gerek duymayacak kadar iyi biliyordum evet çıkacağını. Kimse kimseyi kandırmasın, bal gibi biliyorduk da formaliteden oy kullandık işte...

Peki, neye şaşırdım? O da belli tabii. Muhalefetin inatla sonsuza giden saçmalama sınırına şaşıyorum. Ne yazık ki her seferinde şaşıyorum üstelik. Çocukların bile yapmayacağı işler yapıp da hemen "Onlar hile yaptı ondan oldu örtmenim!" moduna gimelerine her seferinde şaşıyorum. Mantığımın sınırlarını her seferinde zorluyorlar zira. Muhalefet lideri oy kullanamamış çünkü neymiş birileri silmişmiş. Onlar sildi demesi kolay çünkü, o ana kadar nasıl fark etmediniz bunu açıklamak güç. Gerçi bunun nasıl bir açıklaması olur o da ayrı mesele. Ama "bizim buralarda" böylesi bir, en kibar tabiriyle, kafasızlığın ardından bile kimse istifa etmeyi düşünmez, bir de zilyonuncu kez üstüne "Bu sonuç da bizim için başarıdır." der çekilir köşesine geçer. Ve bir umut fark yaratır denen adam da ilk sınavında seleflerinden farkı olmadığını başarıyla gösterir, oturur.

Bir başka muhalefet lideri de sanki kendi lehine bir sonuç çıkmış gibi hemen erken seçim ister, istemsiz güldürür insanı. Seçim demişken... Çok merak ediyorum Kılıçdaroğlu önümüzdeki seçimde nasıl bir propaganda yapabilir? Oy verip veremeyeceğini bilmekten aciz bir insan nasıl ülkeyi yönetmeye talip olur ve insanları buna ikna edebileceğine inanır? Nasıl utanmadan "Bana güvenin" der? Hangi yüzle sorumluluktan, seçim bilinciden bahseder? Yoksa herkesin her zaman yaptığı gibi yalnız ve güzel ülkemin balık hafızasına mı güvenir?

Şimdi gitsin birileri kına yaksın, birileri Obama'dan gelen telefonunun mutluluğuna varsın. Öte yandan başka birileri nafile kafasını duvarlara vursun, tatilini kesip oy vermeye gelmeye üşenen beyzadeler ve han'fendiler de güneşin altında yanmaya devam etsin. Ben sizin yerinize de geleceğimi düşünüp sıkıntıyla dolarım merak etmeyin, gölge etmeyin yeter.

"Karışır hüzünlenirim sen aldırma"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder