28 Eylül 2010 Salı

garip

Büyük bir aksilik olmadığı sürece Boğaziçi'nde son senemi açmış bulunuyorum efem. Genel ruh halimin çok parlak olmamasından mıdır yoksa artık gerçekten okuldan gitme zamanımın geldiğinden midir bilinmez oldukça tahammülsüzüm bugünlerde etrafa karşı. Lise Son'da da böyleydim ben bilen bilir, hatırlayan hatırlar. Aşina yüzlerin azalmış olması, etrafa baktığında kimseyi tanımıyormuşsun hissi, misafir olma hissi, her zamanki gibi oturmayan ders programı vs. vs. gibi nedenlerden dolayı ne yapacağını bilemeyen ve sayıları hatırı sayılır derecede artmış yeni gelenlerin kocaman bir kalabalık halinde etrafta koşuşturmasından çıkarıyorum sanırım sinirimi. Yerim dar durumlarına döndük yine...

Garip günler aslında... "Peki 'mutlu son'dan (!) sonra ne olacak?" sorularını her köşe başında birbirimize sorup birbirimizi karamsarlığa itiyoruz bir yandan. Bir yandan da aile ortamında uzun vadeli planlardan uzak durulması gereken bir dönemden geçiyoruz. Yarını düşünmemeye çalışıp sene sonuna kafa yormak insanda kafa bırakmıyor haliyle.

Tüm bu garip ruh halleri içinde Berlin'den bir zarf geçti bugün elime. Sevgili "exmatrikulationsbescheinigung". Şimdi düşündüğümde sanki bir rüyaymış görmüşüm bitmiş gibi ya da başkasının yaşadığı benim izlediğim bir şeymiş gibi gelen Berlin zamanlarının somut kanıtı... O zamanları resmen sonlandıran, FU'dan kaydımı aldığımı bildiren belge... Hayat garip... Çok...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder