6 Mart 2011 Pazar

haberler...

Sevmiştim seni. Kıyıdan köşeden, ya da bazen tam ortadan üstüne yapışan çamura rağmen bir duruşun var diye sevmiştim. Hayal de kurmuştum evet...

Meğer hakikaten de hayalmiş hepsi. Fazla idealistmiş, neredeyse gerçek dışıymış. Bir buçuk aydır sende gördüklerime bir bakıyorum da, senin görmezden geldiklerinle başıma ağrılar giriyor. Sağduyulu bir ses değilsin sen aslında, üç maymunsun çünkü.

Meğer sorun içine sızmış birkaç "korkunç insan" değilmiş. Sen sorunun kendisi haline gelmişsin. Siparişle haber yapan siparişle susan bir sistem yaratmışsın. Ben yaratmadım deme sakın. Elinde fırsatın varken bu sistemin yaratılmasına, sonrasında da işlemesine karşı çıkmamışsın iste, çıkmıyorsun. Perde arkasında, lafta her şeyden şikayettesin ama kameranın gösterdiği, elinin yazdığı tam da şikayet ettiğin şey.

Geçen gün eylemdeydik seninle değil mi? Ne oldu peki o eylemde? "İnanamıyorum, normalde birbirnin yüzüne bakmayacak insanlar birleşti, tek ses oldu, haksızlığa tepkisini koydu, beraber yürüdü" diyorsun hep bir ağızdan. Şaka mısın? O günü ne kadar gösterdin sen başkalarına? Başkalarına, sana ket vuranları gösterip kendi kendine yürüdün haydi itiraf edelim. Kendi protestonu bile hakkıyla yayınlayamadın değil mi?

Sevdiğim, beğenerek izlediğim bir abim "Ne biçim bir topraklar ki her dönem kendi zalimlerini üretiyor, her kesim zalim üretiyor" demişti geçen günlerde. Ne kadar doğru. Ama o zalimler üretilirken ne yapıldı ki?

Görmedin, duymadın, yazmadın. Şimdi ağzını kapatıyorsun ya tepki diye. Fazla söylenecek şey yok zaten dert etme. Durumun böyle olmasında suçlulardan biri de sensin. Bu kayıtsızlığın şok ediyor insanı önce, sonra sinir ediyor. Mide bulandırıyor sonunda da... Sen kendine umutlar üretiyorsun ama bende sana dair umut yok. Bu saçma sistemin ve onun içindeki sidik yarışlarınla adam olmazsın sen. Kaygılanıp sıra kimde deme boşuna. Bu kayıtsızlıkla sana bir şey olmaz. Kayda değer iş yapanlar birer birer gitmeye başladı zaten, kaygılanması gereken onlar. Boş laf üretiyorsan dinlerler seni, bakarlar. Tıpkı senin onlara baktığın gibi bakarlar. Karşılıklı bakışırsınız uzaktan.

"Bıçak kemiğe dayandı artık susamayız" diyorsun. Bıçak yaklaşırken neredeydim demiyorsun. Değil mi ki bu insanlar sadece gördüklerine inanıyor, sen onlara göstermediklerin kadar suçlusun. Hayal kırıklığısın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder