O kadar daldan dala şeyler okuyorum ki bu aralar ödevler sağolsun, hepsini birbirinden ayırmak kafamı toparlamak zorlaşıyor. Dün tiyatro tarihi ile ilgili bir kitap okurken başında Afşar Timuçin'den alıntı olduğunu görüp sevindim önce. Severim Afşar Timuçin şiirlerini. Ama okuyunca buruk bir gülümseme geldi yüzüme tiyatrodan, 60lardan çok bugündü şu andı o cümleler. Bir umutsuzluk çöktü içime.
Güne yine operasyon haberleriyle başlayınca daha da büyüdü içime oturan yumru. O senden bu benden nasılsa bizden değil hesaplarından bıkan varsa başka onlar için gelsin. Bugünlerde bu cümleleri her zamandan çok akılda tutmalı:
"Zorbanın çevresindeki kalabalık demokratik bir ortamın belirtisi olmaktan çok demokratik olmayan vurucu bir gücün belirtisidir. Çünkü demokratlık adda ya da kafa sayısında değil, çok zaman sanıldığı gibi parmak hesabında da değil, yalnızca ve yalnızca başkasına saygı çerçevesinde her şeyi sonuna kadar tartışabilme ve doğruyu tartışmayla ortaya çıkarabilme olgunluğundadır. Önemli olan her türlü zorbalığın karşısında olmaktır, iyi niyetle ya da kötü niyetle kurulmuş her türlü zorbalığın karşısında olmaktır... Her zorbalık, bugün olmazsa yarın, kendi karşıtını demokratik bir düzen istemi biçiminde ya da yeni bir zorbalık eğilimi biçiminde yaratmaktan geri kalmayacaktır. Demokrat olmanın baş koşulu zorbalığa özenmemek ve zorbalığa özendirmemek tutarlılığıdır."*
*Özlem Belkıs, Kalemden Sahneye: 1946'dan Günümüze Türk Oyun Yazarlığında Eğilimler, 2. Cilt, YGS Yayınları, 2003.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder